Bu ülkede yaşayan her insanın bağımsızlığını ve demokrasisini borçlu olduğu
insan: “ATATÜRK”
Gençliğinde kot pantolon giyememiş.
Sevgilisinin elinden
tutup hasılat rekorları kıran bir sinema filmine gidememiş...
Padişah ona Trablusgarp Cephesi'nde görev verdiğinde, lüks uçak şirketinin,
first class koltuğunda viskisini yudumlayarak görev yerine gidememiş...
Halkına bağımsızlık fikrini
anlatabilmek için kortej esliğinde Mercedes'lerle gezememiş Anadolu'yu...
Kurtuluş hareketini başlatmak için 19 Mayıs'ta Samsun'a ayak basan ayağında
spor ayakkabısı ya da kovboy çizmesi yokmuş...
Kazandığı her savaştan sonra savaş sahasına fırlayıp moral veren mini
etekli ponpon kızlar da yokmuş...
Tarih kitaplarına bakılırsa, Yunanlıları İzmir'den denize döktükten sonra timsah
yürüyüşü de yapmamışlar...
Ülkesinde yapacağı devrimleri, unutmamak için not alacağı bir cep
bilgisayarı olmadığı gibi, kendisine suikast girişiminde bulunacakları
da cep telefonundan öğrenememiş!
Atatürk için
üzülüyorum.
Dağ gibi adam, bir
radyo programına faks çekemeden,
İsmet Pasa için Safiye Ayla'dan bir istek parçası isteyemeden gitti .
Lozan Zaferi'nden sonra
veya Cumhuriyet'in ilanından sonra arabaya atlayıp sabahlara kadar korna
çalıp, elinde bayraklarla sokaklarda tur atamadı.
Evinin balkonuna çıkıp,
bir şarjör mermiyi havaya sıkamadı.
Atatürk'e acıyorum...
Sen kalk, dört kadınla
evlenebileceğin bir dönemde dünyaya gel, sonra değerini bilmeyip
tek kadınla evlilik sistemini getir. Aaaah ah...
Çılgın diskolara gitmek, sabahlara kadar içip içip rock yapmak, babasının mersedesini
alıp söyle bir Emirgan turu çekmek dururken...
Bunları yapmadı Atatürk...
Keyif çatmadı...
Tüm hayatını ülkesinin kurtuluşuna ve uygarlaşmasına harcadı...
İŞTE ONUN İÇİN BÜYÜK ADAMDI ATATÜRK.
HER FIRSAT
ELİNDE
VARDI.
O İSE SADECE BU
MİLLETİN BAĞIMSIZLIĞINI İSTEDİ.
BÜTÜN
SUÇU 2
KADEH RAKI İÇMEKTİ O KADAR.....
|